Examples
Elbette kızarmak istemiyorsan.
ماعدا لربّما لمحمّصة أو شيء.
Kızarmak sana yakışıyor.
احمرار تناسبك.
Kızarmak için güzel bir gün.
إنه يوم جيد للطهي
Kızarmak zorunda değiliz. Bu losyonu sürersen yanmazsın.
كي لا تلسعك آشعة الشمس ضع هذا المسحوق ليحميك منها
Sağ olun, böyle iyiyim. Cehennemde kızarmak istemiyorum.
إنني حقيقةً أحاول ألا أصبح كتلةً مشتعلة من النيران
Hamurun içinde kızarmakla bütün bunların ne ilgisi var?
ما الذي يعمله قلياً عميقاً في بسكويت؟
Bisquick'in içinde kızarmakla bütün bunların ne alakası var?
ما الذي يَعمَلُه القلي العميق في بسكويك ْ بأيّ منها؟
- Yumurtlamak, yolunmak ve kızarmak bu sizin için yeterli mi?
إذاً وضع البيض كُلّ حياتكِ . . . وبعد ذلك ينتف ريشك، وتُحشَبن وتُشوين هَلْ هذا جيد بما فيه الكفاية لَك؟
Tabii... ...eğer benim beynim kızarmak üzere olsaydı... ...değişik bir tavır sergilerdim.
بالطبع إذا كان دماغي على وشك أن يقلى ربما يكون لي موقف مختلف
"Bir keresinden rüyamda sandalyede kızarmak üzere olduğumu..." "...ve Tanrı’nın bir aşçı şapkasıyla hücreme girdiğini görmüştüm."
راودنى حلم مرة بأنني كنت على - وشك الإعدام وقد أتانى الله مرتديا زى الطباخ -