Beispiele
Yaşam savaşı vermekten bıktım.
أنا متعب لصراعي بشكل دائم من أجل البقاء
Vazgeçiyorum. Yaşam savaşı vermekten bıktım.
أنا متعب لصراعي بشكل دائم من أجل البقاء
Wuchang'daki savaşı vermek zorunda kaldım .
أُجبرتُ لوقف معركة ."وتشانغ"
Her anım savaş vermekle geçiyordu.
...كل لحظة كان معركة دامية , أنه فقط
Kendi dans savaşını vermek istiyordun hani?
ظننت انك تريد أن ترقص في معاركك الخاصة
Her biri, yaşamları boyunca hayatta kalma savaşı vermektedir.
ينشغل كلّ فرد في معركته الطويلة من أجل البقاء
Gururumla savaş vermekteydim ama artık buna daha fazla dayanamayacağım.
لقد قاومت دون فائدة و لم أعد أتحمل
Billy Wings ile ölümüne... ...bir savaş vermek zorundayız.
(لدينا قتال حقيقي مع (بيلي وينجز
Jeffries'in öğüdüne uyup... ...bilgiyi kendi savaşlarımı vermek için kullandım.
لقد أخذت بنصيحة (جيفريز) ، واستخدمت . المعرفة سلاحاً أحارب به معاركي بنفسي
Savaşa bir son vermek istedi.
أراد إنهاء الاقتتال