أثنى {[إثناء عَليه]}
Beispiele
- Övmek için.
إنّها للتقدير
Müzik seciminizi övmek istedim.
.أودّ مدحك على الموسيقى
Kendini övmekten utanmıyor musun?
الا تخجلين من اطراء نفسك
Beni övmekle bir yere varamazsın.
سيحصل التملق عليك في كل مكان
Günlük konuşmalarında kendini çaktırmadan övmek.
إنه قول شيء رائع عن نفسك في كل محادثة يومية
Mirasınızı övmek benim için bir zevk.
تمجيد إرثكم هو عمل الحب
Medyayla başa çıkma tarzını övmek istiyordum.
اريد توصيتك الشخصية على اجهزة الاعلام
Benim işim seni övmek değil, seni korumak.
انا هنا ليس لأغريك انا هنا لكي انقذك
Bu kadar mı? Sadece övmek mi?
بهذه البساطة ؟ أطري عليها فحسب ؟
Bu dudaklar tanrıyı övmek için yapılmış.
هذه الشفايف خلقت لتمجيد الرب