Beispiele
Onları salıvermek için.
بـل ليطلقهـا
- Salıvermek ister misin? - Efendim?
هل ترغب بعض النشوة؟ - معذرتاً؟ -
Ateşböceklerini salıvermek için buraya gelmişti.
أتـى إلـى هنـا ليطلـق اليـرعـات
Öyleyse Angelus'u salıvermek yapacağımız son şey olmalı.
ثم هو إطلاق العنان Angelus آخر شيء ينبغي أن نفعله.
Işıkları söndüren iblisi durdurmak için Angelus'u salıvermek.
Angelus إطلاق العنان لمساعدتك على التوقف هذا شيطان الذين وضعوا على إطفاء الأنوار.
Bütün kaçıkları salıvermek isteyen adam mı?
الذي يريد تحرير المجاني جميعهم
Umarım onları salıvermek bir sonuca ulaşır.
لنأمل بأن ندعهم يدفعوا ثمن ذلك
Binbaşı McGarrett, onu salıvermek... ...zorundayız. - Henüz değil.
ايها القائد (مغريتس) علينا إطلاق سراحها - لا, ليس بعد -
Planım onları salıvermek ve yoketmekti ama olamdı
لقد كانت خطتي بأن أقتلكم أنتم الأربعة
Sen bu azılı suçluları tekrar filoya mı salıvermek istiyorsun?
ستقومين باطلاق سراح مجرمين قساة بالاسطول؟