Beispiele
Bağımızı kuvvetlendirmek için iç.
اشرب منه لتقوي الرابطة بيننا يا بني
Kendi konumunu kuvvetlendirmek istiyor.
،إن ما يبغاه هو تقوية وضعه
Rehin alınmışsanız... ...olasılığı kuvvetlendirmek istersiniz.
طبعاً لو كنت الرهينة ستتمني بكل تأكيد أن تتحسن هذه النسبة
Baba-oğul bağını kuvvetlendirmek için kampa gittiler.
ذهبوا للتخيم للقيام بتوطيد علاقة الأب وابنه
Bu, narkotiğin yapısını kuvvetlendirmek için... ...beyfendilerin verdiği sözlere hizmet etmektir.
إنها تحفظ التفويض للبحث عن مقدمة للسادة المحترمين للمؤيدين جداً لوجود المخدرات
Çünkü öyle aradaki bağları kuvvetlendirmek için zamanımız olmazdı.
إنتظـر ، أبّـي أبّـي ؟
Ulusal güçlerini kuvvetlendirmek için Konoha, Sunagakure Kasabası'yla müttefik oldu.
ولتقوية قوتهم الوطنية قررت كونوها تأسيس تحالف مع الرمل
Mısır'la bağlarımızı kuvvetlendirmek için simgesel bir törendir belki.
ربما مراسم رمزية لتوثيق علاقتنا مع مصر-
Yemeğe geliyor. Onu kuvvetlendirmek için bir tavuk öldüreyim.
.يجب أن أذبح دجاجة من أجله
Gücünü yitiren organizasyonlarını kuvvetlendirmek için iyi bir alış veriş olacağı zaten aşikar.
هذا الشراء سينعش .القوّة المتضائلة من منظمتهم