Beispiele
Yatıştırmak: Dindirmek, iyi hissettirmek.
يُرضى: معناها أن يُهدّىء وأن يُشعر أحدهم بشعور أفضل
- Krakerler? - Midemi yatıştırmak için.
بسكويت هش؟ - إن معدتي مضطربة قليلاً -
Sinirlerini yatıştırmak için.
لتهدئة التوتر
Paniği yatıştırmak için.
لبثّ الطمأنينة
Kaybedenleri yatıştırmak için zırvalık.
انها مجرد أفعال لاسترضاء أنصار الشفافية
Bilirsin, sinirlerini yatıştırmak için.
,ـ في الطريق إلى هنا تعلمين , لتهدئة الاعصاب . ـ حسنا
Kadını yatıştırmak zorunda kaldık.
لقد إضطررنا لتخديرها في ،موقع الحادث
Öfkesini yatıştırmak için.
لتهدية غضبه
Kadimleri yatıştırmak, bizim görevimiz.
"مهمتنا هي أن نخدم "القدماء
Zavallı anneni yatıştırmak için.
حتى تطمئن أمكِ المسكينة