Beispiele
Düşkünlüğü bıraktım.
يجب أن أذهب يا عزيزي
Guy'ın mimariye düşkünlüğü Brat Pitt'in düşkünlüğünden fazladır.
(أكبر من منزل (براد بيت
Kedilere düşkünlüğü var.
هو يُحْصَلُ على a شيء للقططِ.
Kedilere düşkünlüğü var.
انه يحب القطط
Oh, bu ne düşkünlük.
هذا مجهود كبير
"Şehvete düşkünlük" denir.
يطلق عليها"الشهوانية"وشعرها
"Munchies"e düşkünlüğüm vardır.
حصلت على حالة خطيرة من المأكولات الخفيفة
Ona olan düşkünlüğünüzden dolayı.
.إنه بسب إلتزامك به
Kadında aşırı düşkünlük var.
أقصد،أنها تعاني من شي آخر لا أعلمه
Asla motorlara düşkünlüğüm olmadı.
لم أتعامل أبداً مع المحركات