Beispiele
Aslında rüşvetçilikle suçlanıyor.
لقد لطخوة بإتهامات تافهة ، عن فساده
Aslında rüşvetçilikle suçlanıyor.
لقد تورّط فى اتهامات بالفساد غير صحيحة
Rüşvetçilik, hırsızlık, vergi kaçakçılığı ve şantajcılığa yataklık.
ومساعدة فى جريمة الرشوة والاختلاس والتهرب الضريبى والابتزاز.
Daha düzgün söylemek gerekirse Rüşvetçilik Müdürü.
وتلك كناية عن منصب "نائب رئيس الرشوة"
En azından rüşvetçilik, zimmet, vergi kaçakçılığı, ve haraççılıkla karşılaştırıldığında.
ومساعدة فى جريمة الرشوة والاختلاس والتهرب الضريبى والابتزاز.
Şu flaş, doğru... ...rüşvetçiliğin su götürmediğini ihtiva eden kanıtı... ...
...ذلك القرص يحوي دليل قاطع للفساد ،الذي تم تنظيمه من قِبل كبار اليابانيين
Garip, benim kokusunu aldığım tek şey ise rüşvetçiliğinin iğrenç kokusu.
مضحك وان اشتم كل رائحه كريهه من فسادك
Şiddet, suistimal, cinayet, rüşvetçilik ve tehditle yönetilen bir birim.
ادارة محكومة بالعنف ،والانتهاكات والقتل والفساد والترهيب
Rüşvetçilik, sivil haklar, organize suç, uyuşturucu, adam kaçırma.
،تخريب عام، حقوق مدنية .جريمة منظمة، مخدرات، إختطاف
Konu izleyenlerin sayısı değil rüşvetçiliğin katı şekilde cezalandırılması.
،إنّه ليس حول حجم الجمهور إنّه حول الفساد .أن يُعاقب بصرامة