Beispiele
Bıkkınlık verince pencereye çıktım.
أصابني الملل الشديد ، وذهبت خارج النافذة
Boreham Mağaraları. Bıkkınlık mağarası gibi.
!كهوف (بورهام) أشبه بالكهوف المملّه
- Artık bu işten bıkkınlık geldi.
لقد سئمت من هذا
Politik bıkkınlık. Çok güzel, Karo.
- خيبة الأمل السياسيه. - جيد جداً,كارو
Bu küçük Juarista'dan bıkkınlık geldi.
لقد عانيت كثيرا من هذه الثائرة
Bıkkınlığım omzundan aşağılara akıyor. İğrenç!
ـ و سئمي يسيل على كتفك ـ يووخ
- Yeter... - Seni görmekten bıkkınlık geldi.
...حسنا،هل يمكنك - تعبت من رؤيتك في كل مكان... -
Öfke, bıkkınlık... ...ve biraz da...
... الغضب، السخط ... والقليل من - القلق؟ -
O zaman duyduğunuz bu bıkkınlık sona erecek.
عندها سيزول شعورك بالإحباط
Bu bıkkınlık ve sıkıntılar beni öldürecek.
حتى الجزء القادم