Examples
Yelken gibi kulakların var.
لست سوى أحمق بأذن كبيرة
# Ay olmuştu sapsarı Saçlarıysa yel gibi #
# وكان القمر ذهبيًا، وشعرها كالرياح #
Old Yeller'ın sonu gibiydi.
"كان الأمر أشبه بينهاية فيلم "أولد يلير
Ve kuyruğunu, fırtınada kopmuş koca bir yelken gibi çarpar.
وذيله يدور كالمروحة الهائلة على شكل شراع كبير بعاصفة
Ben bir filim.Kulaklarım yelken gibi. Ben duymayacağım da kim duyacak.
انا فيل قدرتى السمعية عالية جدا
Bak, yel değirmeni gibi çevirirsen?
أنظر، عندما تضرب مثل الطاحونة نعم
Yel değirmenlerini kovalıyor gibiyim.
لم يبدؤوا بها بعد وربما لن يفعلوا
Auggie'nin Violet'la gün batımına yelken açması gibi.
أوغي سافر باتجاه غروب الشمس مع فايلوت
Tıpkı bilinmeyen sulara.. yelken açmak gibi.
انه مثل الابحار عند حافة البحر الى المياه المجهولة
Güzel günlerin geride kalmadı. Gemin yelken almış gibi hissediyorsun.
فقط لتعلمي ، فأنا لم أعلم أن والدته قد أقدمت على الانتحار