سَلَبَ {[ُ سَلْبًا]}
Examples
Pirzola yağmalamak randevu sayılmaz.
- أنا أَحبُّ الذِهاب. - وأنا فيه.
Basit anlatımla yağmalamaktır.
هذا desarrolo، ذلك البسيطِ.
Basit anlatımla yağmalamaktır.
انه التطور ، قصير وبسيط
Buna almak değil, yağmalamak denir.
هذا ليس اختيارا
Köyleri yağmalamak için Taşlı Kıyı'ya.
إلي قري ستوني شوور للنُغير عليها
Yağmalamak için gelmedik, polis biziz.
لسنا هنا لننهبك .إننا الشرطة
Yağmalamak için geleceksen daha iyi hazırlanmalısın.
،إن كنت ستقود جماعة مساعدي الشرطة .فمن الأفضل أن تكون مستعدا
Neyi yağmalamak? Burada yağmalanacak hiçbir şey yok!
نهب ماذا ؟ لا يوجد شىء هنا لنهبة
Artık büyük düşünüyoruz. Öyle marketleri yağmalamak...
.. لا مزيد من الدكاكين
Beslenme alanını yağmalamak istiyorsun, öyle mi?
،تريد الإغارة على منطقة التغذية أليس كذلك؟