Beispiele
- Vakit kaybetmek istemiyorum.
إبتعد عن العمل لقد تم إنهاءه - لا أريد تبديد المزيد من الوقت -
Burada vakit kaybetmek istemiyorum.
لتسرعوا، لا أريد قضاء وقت طويل هنا
İhtiyacım olan tek şey vakit kaybetmek!
إنه الشيء الأخير الذي لا أحتاجه و هو الأنعطاف في المسار
Ne istediğimi bildiğim zaman vakit kaybetmekten hoşlanmam.
لا أحب أن أضيع وقتي عندما أريد شيئاُ
İhtiyacım olan tek şey vakit kaybetmek!
آخر شيء نحتاجه هو التفاف بطولي
Bütün bu kağıtlarla vakit kaybetmek zorunda kalmazsın.
.وتحصل على إحصائيات أي لاعب في أي وقت ... .ولست مُضطراً لإضاعة الوقت بكل هذا الورق
Ama vakit kaybetmek istemiyorsan... - Gelirim. Sen ciddi misin?
لكن إذا كنت لا تريد أن تضيع الفرصة يمكنني أن آتي, بلا مزاح؟
[Zoro aslında "yanan yağ" diyor, ama bu Japonca'da vakit kaybetmek anlamına gelir.] Ne oldu?
ما الذي حدث ؟
Sen o evde yaşarken neden insan bahçede vakit kaybetmek istesin ki?
كيف تكون معك ثم تخونك مع البستانى؟
Yaptığını itiraf ederek onca zahmetten ve vakit kaybetmekten kurtulabilirsin. Sen edersen ben de ederim.
بالاعتراف بما فعلتِه - سأعترف إن اعترفتِ -