وَاقِع {ج وَقَائِع}
Beispiele
Düşünmek için vakite ihtiyacım var.
أحتاج لوقت للتفكير
Sizinle vakite geçirmekten keyif alıyorum.
أحب قضاء الوقت معكم
Sizinle vakite geçirmekten keyif alıyorum.
أحب قضاء الوقت معكم يا رفاق
Kızlar bu vakite kadar çok sıkıntı çekti.
الفيتات يحاولون أن يكونون أقوياء ولكنهم لن يتحملو المزيد
- Tamam, bak, biraz daha vakite ihtiyacım var.
حسناً، يلزمني بعض الوقت - لا -
Nietzsche'nin, vaki sonsuzluk ve tekrarlanma teorisi?
ماهي نظريه تكرار الوجود
Emri vaki bir ilişkimiz olduğundan haberim yoktu.
لا أعلم بأننا . نؤمن بهذه الأشياء
Gece geç vakite kalmayı seviyorum kim işine bağlı görebiliyorum.
حسناً، أحب الإنسلال في ساعة متأخرة من الليل أحياناً لرؤية المفرطين فى العمل
Emri vaki gibi olsun istemem, en azından biletin bedelini ödeyeyim.
أواثق أنني لن أكون ثقيلاً؟ أيمكنني أن أدفع ثمن تذكرتي على الأقل؟
Yani gerçekten. Dürüst ol. - Harika vakit geçiriyorum - Harika vaki mi?
ـ أعني حقاً ينفع معك. كوني صريحة ـ أنا أقضي وقتاً مُمتعاً ـ وقتاً ممتعاً؟