- Belki teklif etmek istemiyorum.
ربما لن اريد ان ادعوك للخروج
- Ona evlenme teklif etmek.
ألا وهو؟ - يطلب منها الزواج -
Teklif etmekte hürsünüz.
أنت سخى فى وعودك علّمتني أولا أن أرجوك
Ona teklif etmek istemiyorum.
لا أريد أن أدعوها للخروج
Çıkma teklif etmek için.
أسألكِ الخروج
Evlenme teklif etmek mi?
تطلب يدها ؟ لماذا؟
Televizyonda teklif etmek istemiyorum.
لقد قام بخبز تلك الحجارة وباعها للأطفال
Evlilik teklifi etmek üzere.
أمازال هناك هو سيبدأ بإقتراح
- Birine çıkma teklifi etmek.
تسأل شخص ما عن التاريخ
Teklif etmek için sabırsızlanıyordum.
لم أستطع الإنتظار لأسألك
