Beispiele
Taviz vermek zorunda kalacaksınız.
بالطبع لا عليكم القيام ببعض التنازلات
Bazı tavizler vermek zorunda kalacaksınız.
بالطبع لا عليكم القيام ببعض التنازلات
Yaptığım tek şey taviz vermek.
المساومة هي كل ما فعلت
Bayağılığa taviz vermek adına zanaatkarlığımdan...
لا يجب أن أتنازل عن حرفيتي
Bir anne bazen taviz vermek zorundadır.
من أجمل طفلة في العالم؟
Bir anne bazen taviz vermek zorundadır.
لخلق جيل جديد
Bundan sonra tartışmak, uzlaşmak, taviz vermek yok!
،فلا جدال، ولا نقاش .ولا مساومة بعد الآن
Çocuklarından taviz vermek onların canını sıkıyor.
تقديم التنازلات للأطفال "يجعلهم يشعرون بأنهم "مسموعون
Böyle tavizler vermek zorunda kaldığımız için.
اننا مضطرين ان نقوم بمثل هذه التنازلات
Bu taviz vermekle değil, koşulları tespit etmekle ilgili.
ليس الأمر يتعلق بكسب الامتيازات بل بإرساء الشروط