Exemples
Taksi tutmak...
إستقلى سيارة أجرة
- Taksi tutmak niyetindeyim.
يمكنني اخذ سيارة اجرة
Taksi tutmak istemiştim.
أردت أخذ سيارة أجرة
-Ne? Taksi tutmaktan daha ucuz.
ثم اتصلوا و قالوا أن قلبها توقف
Bu iyi yoksa taksi tutmak zorunda kalırdı.
أعتقد أن هذا شيء جيد لأنه لولا ذلك لاضطر لركوب سيارة أجرة
Bu iyi yoksa taksi tutmak zorunda kalırdı.
لأن غير ذلك كان سيركب تاكسى -
Taksi tutmak yerine yürümeyi tercih ediyordu.
وتفضَّلُ المشي بدلاً من أن تستقل سيارة أجرة
Bir türlü çalışmadı, ben de taksi tutmak zorunda kaldım.
نعم، كانت تخفق بالعمل مؤخراً واضطررت لركوب سيارة أجرة
Broadway'de taksi tutmak istemedim. Çok güzel bir gece.
بسبب أني لا أريد أخذ تاكسي في شارع برودواي. إنها ليلة جميلة
Bu sabah beni almadın. Taksi tutmak zorunda kaldım.
.غادرتِ من دوني هذا الصباح .اضطررتُ لركوب سيّارة أجرة