Beispiele
40 dakika sıra beklemek aerobik olarak etkisiz.
أعني، أنّ الإنتظار في الصف لـ40 دقيقة شيء لا يُحتمل
Muhteşem zamanlardı. Artık kafeteryaya koşturmak yoktu. Sıra beklemek yoktu.
كان ذلك وقت المجد لا مزيد من التاسبق نحو الكافتيريا
Belki makine boşalana kadar biraz sıra beklemek istersin falan?
وربما تنتظرين في الصف لبعض الوقت حتى تكون هناك آلة فارغة؟
Bir defasında Bloomingdale'de eşarp çalmıştım çünkü sıra beklemek istemedim.
سرقت مرة وشاحا من "متجر "بلومينغدول لأنني لا أريد أن أقف في الطريق
Sanki kulübe girişte sıra beklemek gibi... ...tabi sona ulaşmayı başardığında ortada dans olmaması haricinde.
أنها مثل الانتظار في خط في نادي, بإستثناء عند الوصول إلى النهاية ليس هناك رقص