طَرَدَ {[ُ طَرْدًا]}
Examples
Onu sınırdışı etmek zorunda kalacağım.
يجب على ترحيله
Ching hükümeti bizi sınırdışı etmek istedi.
حكومة (تشينغ) أرادت أن نخرج
Ching hükümeti bizi sınırdışı etmek istedi.
وحكومة (تشنج) أرادت منا الخروج
Ching hükümeti bizi sınırdışı etmek istedi.
حكومة "شيانغ" أرادتنا أن نكون خارج ذلك
Ama kız arkadaşın seninle sevişirken... ...devletin, 14.000 suçsuz mülteciyi sınırdışı etmektedir.
وبينما انت معها , حكومتك تطرد اربعين الف لاجىء سياسي