عَانَى {[ِ مُعَانِيَة م}
Beispiele
Daha fazla sıkıntı çekmek istemiyorum da ondan.
أجل، وكأني أُريد المزيد من الحزن في حياتي.
Ömür boyu sıkıntı çekmekten çok vekaleten ölümsüzlük istiyorsun.
تريد خلودا غير مباشر أكثر مما تريد عبئا مدى الحياة
Bu işin karşılığında bir süre sıkıntı çekmek istiyorsan... ...onu da anlarım, tamam mı?
واذا اردتي ان تتقوي لمده بهذه الوظيفه حينها فأنها افهم ذالك حسنا
Tarot falı bakıcısı olmak için sıkıntı çekmek... ...ve sert eğitim almak istemeyen kişiler içindir o.
...إنها للناس الذين لا يُريدون الخضوع !للتدريب الصارم, لتصبح قارئ لبطاقة التارو
Eğitim almak isteyen çocukların... ...okudukları lise, bir ıslah evine döndü diye... ...sıkıntı çekmek zorunda kalmaları sence mantıklı mı?
اقصد , هل هذا شيء معقول اولائك الأولاد الذين يودون التحصيل العلمي يجب عليهم أن يعانوا لأن مدرستهم العليا تحولت إلى إصلاحية
Sıkı bir fotoğraf çekmek ister misin?
أتُرِيْدُ أن تَلْتَقِطَ صورةً جيدة ؟