سَلَفٌ {ج أسلاف}
Beispiele
Selefinizin aksine.
بخلاف سلفك
Bu manastırdaki selefim.
بقد كان سلفي في هذا الدير
Selefimin eşyaları arasındaydı.
.كان ضمن متعلقات سابقي
Bir açıdan selefin sayılırlardı.
لقد كانوا اسلافك بطريقة ما
Kitty O'Neil, saygıdeğer selefim.
كيتي أونيل " خليفتي الموقرة "
Bu, selefinden öğrendiğim bir ders.
هذا الدرس تعلمته من،من كان ... بمكانك فيما مضى
Üzgünüm ama selefiniz hayatını kaybetti.
حسناً, يؤسفني القول أن سلفك متوفي الآن
Evet, selefim de öyle söylerdi.
نعم، هذا ما كان يقوله من سبقني في هذا المنصب
Bölgeyi selefine devrettiğinde ne olacak?
لكن ماذا سيحدث عندما تسلم إدارتك للشخص القادم ؟
Aptal seleflerim hiç farketmemiş bile.
أسلافي الأغبياء لم يلاحظوها أبداً