Beispiele
Kendini kederlenmekten alıkoyuyorsun.
يجب أن تتوقف عن طمعك
Kendini kederlenmekten alıkoyuyorsun.
.أنت تمنع نفسك من الحزن
Kederlenmek normaldir, Eric.
من طبيعي أن تحزن
Kederlenmekten ödü kopuyor.
إنه مرعوب من كارثته
Bütün yaptığın evde, iç çamaşırlarınla oturup kederlenmek.
طفح الكيل، كل ماستفعله هو التسكّع في المنزل طيلة اليوم مرتديا ملابسك الداخلية
Haydi şarkı söyleyelim. Kederlenmekten nefret ederim.
،لنغني شيئاً أكره الجو الحزين
Kederlenmekten korkuyor. Bu yüzden böyle davranıyor.
إنه متأثر من حزنه ذلك سبب تصرفه هكذا
George Michael bitişikteki arsaya yürüyerek... ...iki acısına birden gizlice kederlenmek için gittiğinde... ...ilginç bir buluş gerçekleştirdi.
ذهب (جورج مايكل) في نزهة في الأرض المجاورة ليحزن على كلتا خسارتيه على أنفراد و وقام بإكتشاف مثير