Examples
- Kalkık. - Elbette.
آسف - حسناً -
Kalkık kaşlar...
... الآن ، جفون مرتفعة ، ربما
Kaş kalkık mı, inik mi? Kaşlar kalkık. Kaşlar kalkık.
بالحاجب المرتفع أم بدونه؟ - بل به -
Kalkıkken mı ölçelim yoksa?
هل تريد قياسه منتصباً ؟
-Baksana, hala kalkık duruyor!
أنظر لا يزال متماسكاً
Ali Baba'nınki hala kalkık.
هل تتأثر بالدغدغة؟ على بابا ما زال عضوه منتصبا
Kalkık mı ne?
هل هو مرتفع لأعلى نوعاً ما؟
Beyimizin götü kalkıktır.
. و لكِن الأولاد نَالوا منهُ
Beyimizin götü kalkıktır.
!اغتر الفتى جداً
Burnu kalkık şehir sürtüğü!
وغدة المدينة