Examples
Bir sürü hazırlık yapmak gerek.
حسناً ، لدينا الكثير لفعله لنكون جاهزين
Hazırlık yapmak için önceden geldim.
أتيت لهنا كي أمهد لهم الطريق
- Ne söylememi bekliyorsun? - Hükümet hazırlıklar yapmak zorunda.
يجب ان يستعدوا انت تملك نظريه فقط
Atlantic City için hazırlık yapmak lazım. Baksana.
يجب أن نستعدّ لمدينة أتلانتيك جينا
Cenaze hazırlıkları yapmak için vakit yok.
لا يوجد هنالك وقت لحفر القبور
Efendimin gelişinin hazırlıklarını yapmak için buraya çağrıldım.
لقد إستدعيت من أحدهم للقيام بتلك الاستعدادات
Bir ajanın hayatı hazırlık yapmakla geçer.
يقضي الجاسوس حياته في الإستعداد
Kaçınılmaz sona doğru hazırlık yapmak gerekir.
جزء من الرعاية الإنسانية للحيوان الإستعداد لما هو حتمى
- Bir anlaşma yaptım. Garnizonu yok etmek için hazırlık yapmakla görevlendirildim.
اعددت خطة لأحتلال الحامية ..... لو نجحت
Yani henüz yok. Bu herif hazırlık yapmak zorunda.
لا لا أعتقد أن هذا ضرورى،أعنى ليس بعدأعنى أن هذا الشخص يجب أن يقوم