Examples
- Gıyabımda sen öncülük edeceksin.
أنت ستقودهم في غيابي
Yarbay Markinson İ.G.'de bulunmuş. İzinsiz Gıyap.
"المقدم (ماركينسون) قام بـ"غ. غ أي غياب غير رسمي
Binbaşı Shaw'a gıyabında takdirname verilmesini önerdi.
"هي أوصت للرائد "شو .بثناء أخير
Binbaşı Shaw'a gıyabında takdirname verilmesini önerdi.
لكنّي كنت ,"أمُر بسجلات "كاين , ومن المنظور التكتيكي
Hukukta "gıyabında" dedikleri şeysin. Gaip bir ebeveyn.
أنتِ ما يطلقوق عليهِ في القانون اِهمال", اِهمال الآباء"
Onların gıyabında insanın kendine teselli vermesi gerekir.
في حالة غياب المقربين، فيجب على الرجل أن يخبرنفسه بتلك الكلمات
Kameraları buraya davet eder seni ve başkanı gıyabınızda yargılarım.
سأدعوا الإعلام إلى هنا و سأجربك و الرئيس غيابياً
Ama gelin görün ki siz benim gıyabımda beni yargılıyorsunuz.
ومع ذلك أنتم تحكمون علي في غيابي
Yeni Patronun ve Bayan Campbell'ın gıyabında... ...yetkili ajan ben oluyorum.
حسنا في ظل غياب رئيسك الجديد والسيدة كامبل انا الموظف الاعلى منصبا
Yusuf , " Maksadım , vezire , gıyabında ihanet etmediğimi , hainlerin tuzaklarını Allah ' ın başarıya erdirmediğini bilmesini sağlamaktı " dedi .
« ذلك » أي طلب البراءة « ليعلم » العزيز « أني لم أخنه » في أهله « بالغيب » حال « وأن الله لا يهدي كيد الخائنين » ثم تواضع لله فقال .