Beispiele
Onları geçindirmek.
تقدم لهم.
Xan, bizi geçindirmek zorundayım.
Xan، أنا يجب أن أعتني بنا.
- Çocuğumu geçindirmek derdindeyim.
إنّني نتأخّر في نفقات الطفل
Yuvamızı geçindirmek zorundayım.
أنا من يحصل معيشتنا هنا
Ailemi geçindirmek için yapıyorum, ahbap.
أنا أعمل لاُعيل عائلة يا رجل
Ailesini geçindirmek isteyen işsiz biri.
شخص ليس لديه عمل و يريد أن يُطعم عائلته
Onu burayı geçindirmek için kullanıyorsun.
أنت مازلت تستغلها لتنفق على المكان
İşin yokken, aileni geçindirmek zorundaysan, oyun değildir.
إنها ليست لعبة إذا كنت خارج العمل وتحاول أن تطعم عائلة
Bilirsin, erkek ailesine bakmak, onu geçindirmek zorundadır.
.مسئولاً، على ما أظن يجب أن يعتني الرجل بعائلته، .و يمدهم باحتياجاتهم
Evi geçindirmek için bir işin olmalı.
إذا كنت تريد أن تمتلك منزل فعليك ان تحصل على عمل