Beispiele
Bunu size söylemekten esef duyuyorum Bay Lyndon.
"آسف بأني يجب أن أخبرك بهذا سيد "ليندون
Bugünü esefle anacağız bekle ve gör
ما هذا ...!! أكون أو لا يكون
Son kömürü de yaktığımızı söylemekten esef duymaktayım
يؤسفني أن أقول اننا أحرقَنا آخر الفحمِ
"...Şansölye Brandt, Hükûmetin saldırıları esefle kınadığını açıkladı."
الحكومة الاتحادية تدين هذه الهجمات بإستياء وإشمئزاز
Son kömürü de yaktığımızı söylemekten esef duymaktayım.
يؤسفني أن أقول اننا أحرقَنا آخر الفحمِ
Son kömürü de yaktığımızı söylemekten esef duymaktayım.
،يؤسفني أن أقول بأننا أحرقنا آخر ما تبقى من الفحم
Bu sahipsiz ev için esef duydum. Sonra alındığını duydum.
أنا دائماً مررت بهذا الكوخ وكنت أحزن على حاله الوحيد ولكن أول خبر سمعت عندما وصلت هو أنه أخذ
- Henry, şaka mı bu? - Bu talihsiz olaydan esef duyuyorum.
ـ هنري أتمزح؟ ـ انا آسف على هذه الحادثة
Şimdi bu kısa tanışma faslının esef verici kısmına geçelim.
الآن سندخل إلى المرحلة الأكثر آسفاً من تعارفنا الصغير
Ayrıca bahaneyle buraya başka iş getirmeni de esefle karşılıyorum.
وأنا أمتعض بأن تجلبين العمل لهنا لأجل المظاهر