Exemples
Doğrultmak istiyorsan, göğsüme doğrult.
إذا تريد إشهاره عليّ صوبه نحو صدري، أليس كذلك؟
Silah doğrultmak gibi.
تقريبا مثل حمل السلاح
Size silah doğrultmak için değil.
لا ارغب بأن أُصوبُ سلاحاً عليكم
Onu doğrultmak için uzun tahta koy.
وضع لوح خشبي من الخشب هناك لتعديله
Sanırım bu silahı bana doğrultmak yanlış.
لن تجرأي على إشهار هذا المسدس بوجهي
Masum bir kadına tabanca doğrultmaktan hoşlanmam.
أنـا لا أستمتـع بإشهـار مسدسـي ! فـي وجـه نسـاء بريئـات
Parmak doğrultmak yerine... ...bir sonraki adıma odaklanalım.
عوضاً عن توجيه أصابع الإتهام لنركز عن الخطوات القادمة
Kahretsin, silahını aileme doğrultmaktan vazgeçer misin?
توقف عن تصويب المسدس على عائلتي
Yani, dik oturma, beli doğrultmak falan...
عمودياً,مباشره مع العمود الفقري
Tamam Luke, onu millete doğrultmak istemezsin.
" حسنا، " لوك انت لا تريد ان تستهدف هذا المحيط