Beispiele
Jason dinle, bütün yaptığımız...
..(جيسون) ...اسمع، كل ما كنا نفعله هو الصحيح
Dinle, bütün Avrupa'yı dolaştım,..
إسمعي، أنا فقط سافرتُ طول الطّريق عبر أوروبا.
Jason dinle, bütün yaptığımız...
كل مانفعلة هنا صحيحا هذا يكفى
Hayır, hayır, dinle, Bütün...
... لا ، لا ، انظر ، عليّ ان
Bu, dini bütün bir kasabadır. Bunlar da dini bütün insanlardır.
هذه بلدة الله خائفة هذه ناس لله خائفة
Tavsiyemi dinle; bütün hepsini unut.
خذ بنصيحتى,وأنسى كل هذه الأشياء
Dinle, bütün gerçekleri bilmen gerek.
اسمعي، عليكِ معرفة كل الحقائق
Beni dinle. Bütün yaptığım seni dinlemek zaten.
كل ما أفعله هو الإستماع لك آليسون
Dinle, bütün bunları şimdi bilmen şart mı?
أسمع , هل بالأمكان أن نغير هذا الموضوع ؟
Böylece tümü bütün krallıkça adilce bölüşülebilir.
إنها تقسم في جميع المملكة بالعدل