Examples
Bununla barışığım.
"..آمنت بذلك"
Kusurlarınla barışıksın.
أنت لا تخشين من نقصك ولديك أعين شزراء.
Kendisiyle barışık olmayan biri.
لعله شخص لا يستطيع تقبل فعلته
- herşeyle barışık olmalıyım.
أريد أن أصنع سلاماً مع الجميع
Bununla barışık olman güzel.
من الجيد رؤيتكِ تتعاملين بسلام مع هذا
Tanrı'yla barışık mısınız, bayım?
الآن، هل قد عقـدت السلام مع خالقـك يا سيـدي؟
Ben kendimle barışığım.
أحبك , وانا أيضاً بيتي وايت
Babamla hiç barışık olmadım.
أنا لم أتصالح مع أبي أبداً
Artık kendimle barışık olamıyordum.
ففقدت نوعاً ما احترامى لذاتى.
Kendimle barışığım ben.
لقد سلمت بما أنا عليه