Examples
Camrose'a bakkaliye götürdüğünü söyledi.
(كان ينقل مستلزمات غذائية في (كامروز
Kadını bakkaliye alışverişini paketliyen adam.
.الشخص الذي يعبيْ بقالتها- ...إن لديّ مجموعة واضحة-
Umarım sakıncası yoktur. Sana bakkaliye aldım.
اتمنى ان لاتكوني تمانعين اشتريت لك بعض الاشياء من البقالة
Altı yıldır bakkaliye servisi... ...endüstrisinde çalışıyorum.
...وعملت في مجال البقالة لمدة ست سنوات...
"Rob'ın yeri, silah, bakkaliye gitar ve benzinlik."
متجر (روب) لبيع الأسلحة, البقالة الغيتار و الوقود
- Tanrım! Tampon ve bakkaliye bir arada mı?
يا إلهي، أحضرت الفوط والبقالة؟
İyi, bakkaliye için Lupe burada... ...sen de orada?
"أنه مع " لوبي ،من أجل أن يشتري بعض الحاجات من المحلّ وأنت هنا ؟
Şey, kesinlikle kendine bir kucak dolusu bakkaliye bulmuş. Haydi gidelim.
حسناً، هي بالتأكيد حصلت لنفسها على أحضان بائعين البقالة. هيا
Aynen öyle. Doğru, bakkaliye teslimatı yapan adamdan hemen sonra.
ذلك صحيح. فوراً بعد ما رأينا فتى التوصيل
Abin ve Bonnie bazı bakkaliye bırakmak... ...ve selam vermek için uğrayacaklar.
"اخوك و "بوني سيمران بنا ليعطياني بعض المشتريات و ليبلغاك التحية