Exemples
Heyecan, gittikçe artmakta...
ثمة شعور شديد بالحماس
Lâkin günbegün artmakta kuvveti.
لكن كل يوم تتعاظم قوته أكثر
Lâkin günbegün artmakta kuvveti.
ولكن كل يوم ستنمو قوته
Artmak ne demek?
ماذا يعني بقايا الطعام؟
Fransa'da işgalcilere yönelik saldırılar artmaktadır.
فى فرنسا تزايدت الهجمات ضد المحتلين
George Michael'ın umutları ise artmaktaydı.
كانت مفاهيم (جورج مايكل) تتحسن أيضاً
Bu sayı her yıl daha da artmaktadır.
. و يأتون من مجتمعات فقيرة ومحرومة
İki saattir durum bu şekilde ve tansiyon yeni yeni artmakta...
انهم بهذه بهذه الحالة منذ ساعتين ، ان التوتر قد بدء
Cihat yandaşlarının sayısı her geçen yıl giderek artmakta.
تقدم الوجبات الغير صحية عن الجهاد اككثر واكثر كل عام
Bugün burada onu destekleyen... ...grup sayısı hızla artmakta.
اجتمعت مجموعة صغيرة من المساندين له .. هنا اليوم، وأعدادهم تتزايد ولم يُبدوا أيّ إشارة على الرحيل