Exemples
Ağaçlıklı yolda ilerlemişler.
وباتجاه الطريق الترابية
Ağaçlıklı bir yol.
طبيعة الأشجار
Oradaki nöbetçiler kampı gözlüyor, ağaçlıklı alanı değil.
هذة مخاطرة لابد منها , لكنهم يراقبون المعسكر وليس الأشجار
Oradaki nöbetçiler kampı gözlüyor, ağaçlıklı alanı değil.
ماذا عن الأبراج الألمانية ؟ هذة مخاطرة لابد منها , لكنهم يراقبون المعسكر وليس الأشجار
Evin arkasında ağaçlıklı bir alan var. Evet.
.حسناً، هناك منطقة مُشجّرة خلف المنزل - .أجل -
Büyükannesinin, büyükbabasının ve annesinin olduğu, ağaçlıklı bir yere götürmüş.
قادها إلى الغابة مكان أجدادها وأمّها
Hani ağaçlıklı bir yolu olan kırmızı tuğladan büyük bir ev.
منزل كبير بالطوب الأحمر ذو ممر مليىء بالأشجار ؟
Hızlı tanışma tarzı bir yerde ortadan kaybolmuş... ...ertesi gün ağaçlıklı bir yolda öldürülmüş halde bulunmuş.
لقد إختفت من إحدى جولات المواعدة السريعة و عثر عليها في زقاق قريب الصباح التالي