Examples
- Dağılmak üzereyim.
بـو)؟) - أنا خائف من الداخل ؟ -
Derhal dağılmak zorundasınız.
. يجب أن تتفرقو فوراً
Zehirli gaz dağılmak üzere.
لقد بدأ الغاز أخيرًا بالنفاذ
Hasan evi dağılmaktan kurtardı...
حافظ حسن على البيت من الانهيار
Dağılmak için beş saniyeniz var.
عندكم خمس ثواني للإبتعاد
Tüm ailemiz dağılmak zorunda kaldı.
وعائلتنا كلها كان عليها أن تتفرق
Dağılmak için iki dakikanız var.
لديكم دقيقتان فقط للأختفاء
Tepeye kadar birlikteyiz. Dağılmak yok.
إلى أعلى هذه الصخرة.
Sürü dağılmakla kalmıyor, tamamen parçalanıyor.
المجموعة لا تتفكك فحسب انها تنهار كليا
Dağılmak için beş saniyeniz var.
إن لم تتفرقو فورا سيقوم رجالي باعتقالكم عندكم خمس ثواني للإبتعاد