Beispiele
- Muhteşemdi. - Parlatıcı.
-ذلك كَانَ رهيبَ. -لمعان الشفايف.
Parlatıcı, al.
احمر شفاه . هنا
Dudak parlatıcı?
ملمع شفاة؟
Olamaz, bıyık parlatıcım dağılmış.
آه، نعم الآن بللت شاربي
Yeni dudak parlatıcımı sürdüm.
وضعت ملمع شفاهي جديد
-Dudak parlatıcı var.
اهتز ولا تتحرك انا كيفين جانبوور
Evye parlatıcı, olmaz.
اسمع (تشارلي) ، إن كنت فعلاً ستتزوج هذه المرأة
Gümüş parlatıcımız da bitiyor.
وأيضاً ينقصنا ملمع الفضة
Ben parlatıcı alıyordum.
أتيتُ لشراء طلاء أظافر
Öyleyiz. Dudak parlatıcı.
نحن كذلك ملمع الشفاه