Examples
İşte, turba kokulu.
"استنشق رائحة "بيت
Danimarka'nın turba bataklığındaki* Tollund adamı.
"مستنقع الخثّ لرجل "التولاندا "في "الدنمارك
Bu ayakkabısının altındaki turba yapan yosun olabilir.
قد يكون هذا طحلب نسيجي في أسفل حذائه
Çünkü bu turba, çaktın mı? Çaktın...
لأنه فحم هل فهمتها؟
Bir iş daha başarıyla tamamlandı, turba aşkına, öyle değil mi?
عمل آخر تم تنفيذه "بحق الفحم"
Tamam bakalım ne diyor? "Sevgili Raoul, bir konferans için New York'tayım." "Turba toprağını dışarı bırak."
ماذا لدينا؟ أنا في نيويورك لمؤتمر اتركها في الخارج
Islanmalarını istemeyiz, değil mi Charles? Ne? Tamam, "Madem içeri girdin, turbaları öylece kapıya bırak"
ماذا؟ حسناً، الآن و بما أنك أصبحت بالداخل اترك الفحم عند الباب و أياً ما تفعله فلا ... تلمس أي شيء