Beispiele
Tabanı yıpranmış.
رقيقة الخطوة وبالية
Yıpranmış gözüküyordu.
حقا ؟ - بدا متألما -
Nasıl yıpranmış?
متألما لأي سبب ؟ -
Epeyce yıprandı.
لقد تحملت كثيراً
Ayakkabıları yıpranmış,
حذاء العمل هالك
Biliyorum, sadece çok yıprandım.
(مخيّم (ميدو وود صنعت حبلاً أضعه حول عنقي
Elaine, köreliyorum. Yıprandım. Yandım.
إيلين، ساكون صريحاً، انا محترق انا مقلي
Oldukça yıpranmış haldeydi.
بليت تقريبا من الاستخدام
Güç, gücü olmayanları yıpratır.
القوة تضعف من لا يملكها
Medeniyet, eski ve yıpranmış.
الحضاره المدنيه قديمه و شريره