Examples
Bu işte yansızım.
أنا محايد بالنسبه لهذه الشئون
Disinter(yansız), disinterested(ilgisiz)...
نبش، غير مهتم
Görüş açımızı yansız tutmak için.
. حتي نظلّ غير متحيّزين
Sadece meydanı geçin! Ben bu meselede yansızım!
يمكنك ببساطه عبور الميدان أنا محايد بالنسبه لهذه الشئون
Sanki bu şeyi yansızca kazanabileceğini düşünüyor.
وكأنه يعتقد أنه سيربح بالعدل والقوانين
Sözcü kadın bir avukat, yansız bir jüri üyesi değil.
انها مرافعتها الأولي. يمكننا السؤال عن إينينس. العضوة الرابعة بالمحلفين محامية
Varlıklı bir aileden geliyor... ...politik olarak yansız ve hiç çıplak resmi yok.
محايدة سياسياً... .ولا صور لها وهي عارية
Yemini sırasında açık, yansız biri gibi göründü... ...ama davacının kanıtlarına verdiği fiziksel tepkiye bakılırsa... ...Daniel'ın suçluluğundan yana oy kullanacak gibi görünüyor.
.في أدائها للقسم، ظهرت متفتحة ونزيهة لكن وفقاً لتفاعلها مع أدلة الادعاء .مرجح أن تصوّت بالإدانة