Beispiele
-Sırıtmak? -Belki.
إبتسامة؟ - ربما -
Sürekli sırıtmak canını acıtmıyor mu?
اليس مؤذيا الإبتسام هكذا دائما؟
Böyle nonoş gibi sırıtmak da ne oluyor?
!تلك الإبتسامة الغريبة ليست رائعة
Sırıtmak ve gülümsemek işini de sana bırakıyorum.
سأترك الابتسامة مرهونة بك أنت
Tek yapabildiğim orada durup bir budala gibi sırıtmaktı.
كل ما استطعت فعله أن أقف هناك مبتسما مثل الأحمق
Kent bir muhasebeci bekliyor banefield mali sırıtmak için kendi ofislerinde.
كينت يترقب محاسبا ً من شركة "بينفيلد" للاموال .. ليأتي الى مكتبه ..
- "Peynir" de. - Sırıtmaktan daha iyi, güzel ve kocaman.
"قل "شييز - من الأفضل أن تبتسمى -
O iğrenç herifler karşısında zorla sırıtmaktan çenem kopacaktı.
لقد أتعبت فكـّي جداً من كثرة الإبتسام لهؤلاء الأوغاد .
Yerine geçtiğimde en zor şey... 15 dakikada salak gibi sırıtmak zorunda kalmaktı.
أتدري أن أصعب لحظة تواجهني عند انتحال صورتك هي اضطراري للابتسام كالسذج كل 15 دقيقة
Yerine geçtiğimde en zor şey... 15 dakikada salak gibi sırıtmak zorunda kalmaktı.
تعرف، ذلك كان الجزء الصعب إمتلاك لتصويرك - باسم مثل أبله كلّ 15 دقيقة.