Examples
Bir akümülatörün prensipleri vardır.
الـمُـكَـدِّس لديـه مباديء
Basınç sabit. Yalıtılmış akümülatör sağlam.
الضغط البطارية المعزولة جيدة
- Ne dedin? - Tıpkı bir akümülatör gibi.
أجل؟ - يوجد مختزن -
Rex'in akümülatör değiştirebiliğini bile bilmiyordum. - Tek başına mekanik işler yapabildiğini.
أقصد، حتّى أنِّي لم أعرف أنّ (ريكس) بوسعه تغيير البطّاريّات، ناهيك عن القيام بأي عملٍ ميكانيكي
Bu şey şuraya bağlı, bir tür devasa akümülatöre.
هذا الشيء المربوط هنا يبدو كنوع من البطارية المجمعة الضخمة
Bu binyılın en son kullanılan silahı olan manyetik akseleratör tabanca... ...nonlineer eğrisel bir elektromanyetik akümülatör aracılığıyla... ...nötronların akışını bozuyordu.
البندقية السريعة المغناطيسية آخر سلاح محمول يدوياً... لهذه الألفية، تدفق النيترونات خلال مراكم كهرومغناطيسية.
Bu binyılın en son kullanılan silahı olan manyetik akseleratör tabanca... ...nonlineer eğrisel bir elektromanyetik akümülatör aracılığıyla... ...nötronların akışını bozuyordu.
البندقية السريعة المغناطيسية ...آخر سلاح محمول يدوياً لهذه الألفية، تدفق النيترونات .خلال مراكم كهرومغناطيسية