Examples
Bana işportacı konuşmanı yapmıştın.
أعطيتني ذلك الإعلان للبيع
Tanrının evinde işportacı gibi davranamazsın.
لا يمكنكِ عقد الصفقات غير النزيهة في بيت الله
- Kimmiş? - İşportacının tekiydi. Ne bileyim!
"من كان ذلك؟" - "بائع متجول، لا أعلم" -
Bekle. İşportacının söylediği birşey keyfini kaçırdı.
انتظر... شيئا ما جعلك تأتى - فما هو ؟
Kimsenin istemediği işe yaramaz işportacının biriyim.
و أروج منتجات عديمة الفائدة لا أحد يريدها
İşportacı, git mallarını başka yerde sat.
.بع بضاعتك في مكان آخر
Pazarlık yapmak istiyorsanız Bay Palmer gidin işportacılarla muhatap olun.
اذا أردت التفاوض لتتعامل مع رجل مبيعات
Dükkanın arkasındaki sokakta bir işportacı var, sanırım onda bir tane gördüm.
واعتقد ان معه واحده... ماذا!؟ ماذا عن سعر الدميه!؟
Kavgalarda bahis oynatarak büyüyen çeteler ve işportacı çocuklar bile... ...Yaşlı Misery'nin evini yıkanları, büyük saygıyla anacaklardı.
حتى العصابات الكبيرة التى تقوم بالرهانات فى المصارعة و البائعين الجوالين سيستمعون بإحترام كيف دُمّر منزل الرجل الكبير البائس
George, işportacıların akşam 9'dan sonra... ...satış yapamayacağına dair yönetmelik var.
الآن، (جورج)، أنتَ تعلم أنّ هنالك قانون في المدينة يمنع تجول السلع بعد التاسعة