Beispiele
Başkaları yapmak istediklerini şatafatla beyanat etmek ister.
و آخرون يكون لديهم خطب عظيمة يريدون إلقائها
Bu şatafatın parası benden çıkıyor, seni--
أنا أدفع مُقابل رفاهيتك , ايها ال
Mimari yapı, grotesk etkiyle Orta-Avrupa şatafatında.
الهندسة المعمارية فن من أوساط أوروبا بتأثيرات قوطية
- Bir oyuncunun yaşamı eğlencelidir - Nereye gidiyorsun? @Bir şatafat içinde yaşlanırsın.@
# تسرح شعرك ( بامبادور )0 #
Rokoko, ...gereksiz şatafatıyla çöküşe geçip, tarihte kaybolmaya yüz tutmuştur.
ركوكي بسبب كثرة إنحطاطه فإنه منبوذ و مفقود في التأريخ
Genç, güzel bir eş. Tam da günümüzün şatafatında.
زوجة جميلة وشابـّة، في أيـّامنا هذه، كما تعرف
Şatafatı sevmiyor dedim sana Mub. Senin aksine, kraliçe zevkli biri.
لقد أخبرتك إنها لا تحب المبهرجة .يا (ماب)، على عكسك إنها تُحب النوع
- Teşekkürler, Noodles. - Tüm bu şatafat yalnızca bir alışveriş merkezi için mi?
شكراً - !كل هذا الهرج لمتجر -
Çünkü ölüm bir anda olur biter. Hazırlık ve şatafat, asıl sevdiği kısım burası.
.لأنّ الموت يستغرق لحظة فحسب .الإعداد والمُواكبة، هذا ما يُحبّه
Şunu bil, hayatında... ...bir parça şatafat istemen suç ya da... ...bir yaşam tarzı seçimi değildir.
أريد أن تعلم بأن الرغبة ببعض الرونق في حياتك ليست جريمة أو أسلوب حياة