قتل {[قَتْلاً]}
Beispiele
- Katletmek - Evet
تحطيمهم- تلك هي-
Katletmek! parçalamak! Sarkık kırışıklıklar!
ألتفوا وقوموا بالدوران فى حلقات
Ama bir düğünde katletmek...
لكن أن تذبحهم في زفاف؟
"Sahte kalbi katletmek en iyisidir...
أجلّ أنا أقضيّ وقتاً ممتع هل هو مُستمتع؟
Onları katletmekle mi suçluyorsun beni?
هل تتهمني بإخفاء المال؟
- Herhalde hâlâ insanları katletmekle meşguldür.
أكيد أنها قيد القنص
"Sahte kalbi katletmek en iyisidir...
...من الأفضل ذبح القلوب الخادعة
Zenciler bizi katletmek için ayaklanacaklardır.
الزنوج يتسارعون لذبحنا
Görevin onu yakalamak, katletmek değil, anlaşıldı mı?
لقد استخدمت لاعتقاله وليس لتكون قاتله, مفهوم؟
Bunu yapamazsın. İnsanları katletmek için Berlin'e gidemezsin.
أنت لا تستطيع تعمل ذلك. هارب إلى برلين لإغتيال الناس.