-
Ve ben de dünyaya feryat etmek istiyorum.
.وأريد أن أصرخ على العالم أيضاً
-
Bütün İngiltere, öldürülecek olmasından dolayı feryat etmekte.
إنجلترا كلها تنادي بموتها
-
Fazla vaktimiz yok... ...gözyaşı dökmekle ve feryat etmekle zamanımızı harcamayalım, tamam mı?
ليس أمامنا متسع من الوقت لذا ليس علينا إهداره بالنحيب والبكاء، إتفقنا؟
-
Gözlerin büyüyor-- daha da-- dudakların konuşmak istercesine aralık... feryat... veya figan etmek istercesine.
عيناك كانتا متسعتين، في غاية الاتساع ...وشفاهك متباعدة كما لو كنت تريدين الكلام .أو التأوه... أو الصراخ