les exemples
  • Tanımlarsak, bir ihtiyaç verimsizlikten doğar.
    أكانت حقيقيّة أو ملفقة .و بحكم التعريف, فالحاجة متجذرة في عدم الكفاءة
  • Tanımlarsak, bir ihtiyaç verimsizlikten doğar.
    ستشهد إرتفاعًا في الإحتياجات أكانت حقيقيّة أو ملفقة
  • Sonuçta, artan ihtiyaç, artan verimsizlik anlamına gelir.
    .و بالتالي,كلما زادت الحاجة ، قلّت الكفاءة
  • Sonuçta, artan ihtiyaç, artan verimsizlik anlamına gelir.
    .و بحكم التعريف, فالحاجة متجذرة في عدم الكفاءة
  • Bu harika ada verimsizliğin, geri kafalılığın... ...ve bunlar yüzünden oluşan işsizliğin pençesinde kıvranıyordu.
    هذة الجزيرة الرائعة كانت مصابة بعدم الكفائة حتى عفا عليها الزمن وايضا انعدام لفرص العمل بالنسبة للسكان المحليين
  • Tüm bu olanlar samimiyetsiz bir tartışma çünkü evet biz de tamamıyla verimliyiz hele endüstriyel sistemin yetersizliklerini ..tüm verimsizliğini de katarsanız bu böyle..
    ان الموضوع عبارة عن هذه الحجة الخادعة لانه ..نعم لاننا نتسم بالكفاءة
  • Hatta, yeterince geri adım atarsak... ...gayrı safi yurtiçi hasılasının... ...herhangi bir maddi düzeyde... ...yalnızca kamusal ve sosyal sağlığı göstermediğini... ...aslında daha çok, endüstriyel verimsizliğin ve... ...sosyal bozukluğun bir ölçüsü olduğunu... ...fark etmiş olursunuz.
    في الواقع، إذا رجعنا الى الوراء بما فيه الكفاية فسوف ندرك أن الناتج الإجمالي المحلي ليس فقط انه لا يعكس حقيقة الصحة العامة أو الاجتماعية
  • Hatta, yeterince geri adım atarsak... ...gayrı safi yurtiçi hasılasının... ...herhangi bir maddi düzeyde... ...yalnızca kamusal ve sosyal sağlığı göstermediğini... ...aslında daha çok, endüstriyel verimsizliğin ve... ...sosyal bozukluğun bir ölçüsü olduğunu... ...fark etmiş olursunuz.
    .الآن، هذا ليس من قبيل المبالغة أو السخرية في الواقع، إذا رجعنا الى الوراء بما فيه الكفاية فسوف ندرك أن الناتج الإجمالي المحلي