les exemples
  • Tıkanıklık yok.
    لا يوجد تراكم
  • Aptal tıkanıklık.
    .أوه، سدادة لعينة
  • Bende damar tıkanıklığı vardı.
    أصابتني ذبحة
  • Bir çeşit tıkanıklık var.
    لكن هناك عائقاً ما
  • İdrar yollarında tıkanıklık var.
    يوجد تكتل في الجهاز البولي
  • Damarlardaki tıkanıklık canımı acıtıyor.
    الذبحات تؤلم - (هاوس) - هذه طبيعتها
  • Tıkanıklık veya pıhtılaşma yok.
    ،لو أردتِ البقاء بهذا الفريق فليكن لكِ رأياً
  • Tıkanıklık var mı? Hayır.
    لا. أنه بخير.
  • B noktasında tıkanıklık var.
    لدينا إزدحام عند النقطة "ب" , يا سيدى
  • Alzheimer değil, damar tıkanıklığı.
    ،"ليس "ألزهايمــر .إنه داء الخـَرَف