New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
les exemples
-
Kaderini tayin etmek için kılıç taşır biriللمضي في قدره الخاص الوحيد الذي ينتزع السيف
-
Yani.. - ..cevabın bir vekil tayin etmek mi?يمكنك ان تكون انتا محامي الدفاع ان اردت وأين كنت في ذلك الوقت كنت اعالج كوي ذراعي
-
Ama yine de güçlü bir psişiğin yerini tayin etmek zorunda.لازال بحاجة إلي وسيط قوي
-
Belki de kaderlerimizi tayin etmek bizim elimizde değildir.ربما مصيرنا ليس لنا للإختيار
-
Seni oraya tayin etmek zorunda kalsınlar diye ortalığı karıştıracağım...سأحدّث ضجّة هائلة بهذه القضيّة ...التي ستحركهم على نقلك
-
Sigortaya kimin bakacağını tayin etmek için yazı-tura attıklarını söylemişti.قالت لك أنّهما اعتادا اللجوء لرفع القطعة النقدية لتحديد من سيصلح العطب؟
-
Suriye, Yeni Dünya Düzenindeki yerini tayin etmek zorunda.يتوجب على "سوريا" أن تجد مكان لها في نظام العالم الجديد
-
Desiree Cartier'yi esas varis olarak tayin etmekten başka seçeneğim kalmamıştır.ونرشّح بموجب هذا (دزيري كارتييه) المستفيدة الأساسية كوصية على ممتلكات العائلة
-
Bu sahiplenme işi sorumluluğu tayin etmek değil... ...üzerine almak.الأبوة ليست انابة المسؤولية .وإنما هي أن تتواجد
-
Fikir benden çıktı. Şu an suçlu tayin etmekle uğraşamam..تلك كانت فكرتي - .لستُ مهتمّاً بإلقاء اللوم الآن -