les exemples
  • Şurada yatıyor, kireçlenmiş olarak.
    هي تحت هناك، غَطّى في الجير الحيِّ.
  • Kireçleme falan baş gösterdi.
    إنه نوع من إلتهاب المفاصل
  • Yatay düzlemde, kireçlenmiş mitral kapak.
    الشريحة المحورية صمام قلنسي مكلسم
  • Duyduğuma göre makinenizin rezistansı kireçlenmiş.
    سمعت أنكم تحتاجون ،إصلاح بعضاً من الأنابيب أو تنظيفها أو مهما يكن
  • Sadece, iki eli de kireçlenmiş bir mahkûm.
    فقط سجين مستهلك بالتهاب المفاصل في كلتا يديه
  • Sadece, iki eli de kireçlenmiş bir mahkûm.
    مجرد محتال لديه التهاب... .مفاصل فى كلتا يديه
  • Sadece, iki eli de kireçlenmiş bir mahkûm.
    مجرد نصاب لديه ألتهاب فى المفاصل
  • Sadece iki eli kireçlenmiş bir mahkum.
    فقط سجين مستهلك بالتهاب المفاصل فى كلتا يديه
  • Kireçlenmiş bir kapakçık veya PFO'ya ne dersin?
    مكونات معدة (كايلا) كانت انسكبت داخل جسدها
  • Kireçlenmiş bir kapakçık veya PFO'ya ne dersin?
    كان جافاً قليلاً فحسب و فاقد لعقله