New: Verb conjugations - all tenses, all adjective , plural forms; accusative, dative and genitive, optimized search with word stem.
les exemples
-
Evlendiklerinde yumurta bile haşlamakta zorlanıyormuş..عندما تزوّجا, كانت بالكاد تستطيع غلي بيضة
-
- Yumurta haşlamak, çay yapmak gibi.كيف تسلق البيضة وكيف يصنع الشاي
-
Bunun neresi haşlamaktan daha iyi?بجد, كيف يكون هذا أفضل من غليانه ؟
-
Haşlamak için kazanının altında ateş yaktılar.و أشعلوا ناراً تحت وعاء يغلوا به الماء
-
"Eğer niyetiniz canlı ıstakozları haşlamaksa" evet..إذا تعرّض السرطان الحي للتبخير" أجل"
-
Haşlamak için kazanının altında ateş yaktılar.كانوا يضرمون ناراً .تحت اناء مياه لتسخينها
-
Eğer patatesleri haşlamak yerine,... ...fırına atarsan, daha az nem oluyor."مُبشّرة" إذا خبزتِ البطاطس بدلاً من غليّها ستقلّ نداوتها
-
Haşlamak için çamaşır kazanının altında bir ateş yaktılar.و أشعلوا ناراً تحت وعاء يغلوا به الماء
-
Benim etim lifli ve sert, saatlerce haşlamak zorunda kalırsın.لحمي متليف وقاسي وعليك ان تغليني لساعات وساعات
-
Küçük insanların... ...arkasında durmakla... ...dehşete düşmüş ebeveynleri haşlamak arasında fark var.بيـن الـدفـاع عـن الصغـار وتعنيـف وتخـويـف الـوالـديـن