les exemples
  • Mahmuzlarımda hala gezegenin yaldızları.
    ومهمازي يحمل شيئا من أديم أحد الكواكب
  • Kafasında yaldız var.
    .لديها طابع في يدها
  • Altın yaldız çok hoşuma gidiyor.
    أحب الغلاف الذهبي
  • Yaldızdan işçiliği gururla parlar gibidir.
    "التصميم المطلي بالذهب كان يلمع باعتزاز"
  • #- Ve boya kalemleri. - Ve yaldız - Ve tutkal #
    وطباشير ملون وألق وصمغ
  • O zaman saçında niye yaldızlar var?
    اذا لماذا يوجد بعض البريق في شعرك ؟
  • Orası yeterli, orada yeterince yaldız var.
    يكفي طلاء الذهب هنـا وهنـاك
  • "Mavi ve yaldız Alayının aklını alırız." - Theta Grubundaydın demek?
    أنتَ كنت بمنزل "سيتا"؟- .أجل . تمهل-
  • Yeşil ve yaldızı görmeye mecbur kaldığımız son maç bu olabilir.
    قد تكون هذه آخر مرة نرى الأخضر والذهبي
  • Bu tuğlalar, yeşil ve yaldızla sarmalanmış olsalar bile.
    حتى إن كان ذلك الحجر مغلفاً بالأخضر والذهب