-
Kocanızla ahbaplığımız vardı.
أفكر في زوجك أحياناً
-
Hanson'ın nasıl insanlarla ahbaplığı vardı?
هل يمكنك أت تخبرني بنوع الرجال الذين كان يتعامل معهم (هانسون)؟
-
- artık ahbaplığa mı döndü? - Evet.
- و الآن أنتُما أصدقاء؟ - نعم
-
Polislerin yarısıyla ahbaplığım var benim!
أنا أصطاد السمك مع نصفهم
-
Şunu gördün mü? Ahbaplık böyle oluyor.
.شاهدى ذلك؟ ذلك نظام الرفاق
-
Ahbaplık etmek hoşunuza gider belki diye düşündüm.
ظننت أنك ربما تحتاج إلى بعض الرفقة
-
- İş için değil, efendim. - Ahbaplık için mi?
ليس عمل يا سيدي، كلا - متعة إذن؟ -
-
Birkaç tane güneyli köktenciyle ahbaplık ediyorum.
أنا كنت أتودد مع العديد من المتطرفين الجنوبيين
-
Ve bu geçmiş yıllar boyunca çok insanla ahbaplık ettim.
و طوال تلك السنوات .... .... كان لدي معرفة تامة
-
Arkadaş mı? Pek arkadaş sayılmayız. Onu tanırım, ahbaplığımız var.
أصدقاء ؟ ليس تماماً مجرد معرفة ، كانت تجمعنا علاقة